Boğa
Part1...
Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler. Her başarılı Rupa'nın arkasında da bir Sinem vardır. Bu bilinir:)
Yollarımız üniversitede aynı sınıfta kesişti. Sinem güzel el yazısı ile düzenli notlar alırken ben uyumamak için gözlerime kibrit çöpü sokmayı düşünüyordum.. Velhasıl uyuyordum da çoğu zaman..
Biz üç kişiydik, Sinem Çiğdem ve Ben Rupa..
İki boğa bir başak..
Aynı evde yaşayan aynı sınıfa giden ve gece gündüz saatlerce gömmeli batak oynayan üç kişi.. ahahahahah yıllar sonra bu konuda herkesi yoldan çıkaranın ben olduğumu anlayacaktık...
Sinem, ilk gençlik yıllarımın anaç kadını.. evde durmadan bir iş yapar, içinde bulunduğu dağınıklıkta hayatın anlamını sorgular ve bu sorgu sırasında söylenerek size de ben nereye kaçsam mottosunu benimsetir..
Boğa burcunun emsalsiz temsilcisi, yetenekli ve diplerde bir yerde derin bir melankoli.. Çalışkan ama söylenen.. yemek yapan, her daim yiyen, minik göbeği ince bacakları ile boğanın yürüyen zarif bir silüeti..
Ders çalışmak isterdi Sinem benim aksime. Bir final haftasında tüm kitapları,notları ve zehir gibi kafasıyla beni salonda oturtmuş (hayır elbette yalnız değildik ama sadece ben esir konumundaydım) ders çalışıyoruz. Akademik hayatımın berbatlığı bir yana her şeyi en sona bırakmayı sevdiğimden planlarım arasında ders çalışmak yoktu. Ben bir çay koyayım diyerek mutfağa gittim ve Ayfer teyzen'in (Sinem'in annesi) Samsun'dan getirttiği üzüm yapraklarını gördüm.. Yaklaşık bir damacana.
Yarısını suya atıyorum haşlamak icin. Masumca salona geri dönüyorum. Yaprakların kokusu çıktığında Sinem bir çeşit katatonik şok geciriyor. Ama sen neden bunu yaptın şimdi diyerek bir cevap alabilirmis gibi yüzüme bakıyor. Biliyorum ki O yaprakları çöpe atamaz. Boğa burcunun en kıymetli ozelligidir bu, ne olursa olsun kıyamaz.
Sinirlenerek ( bakın burası çok önemli ) mutfağa geçiyor, bir tencere dolma içi yapıyor ve diyor ki bir saate saracağız bunları. Sinem'e diyorum ki ben yaprak sarmayı bilmiyorum..
O gece bana simetrik bir şekilde yaprak sarmayı, mikro iktisatta arz talep dengesini ve neden beni çektiğini kendisinden beklenmeyecek derecede sakince anlatiyor. Seviyor beni çünkü. Boğaların mihenk taşı..
Yıllar içinde alttan biriktirdiğim derslerimle dördüncü sınıfa geliyoruz. Sinem ilk onda, benim alttan 14 dersim var. Ona diyorum ki beni çalistir, mezun et..
Diyor ki tamam.. Dayanamaz çünkü, yardım istenirse imkansızlığına rağmen yardım eder. Boğa burçlarının bug'i bu diyebiliriz.
Bir sınavım var. Sinem'i arıyorum, Cumartesi ingilizce sınavım var beni çalıştır. Diyor ki Rupa cumartesi sınav yok! İkna ediyorum.. buradan nasıl bir ikna gücüm olduğunu anlayabilirsiniz.. Nilufer'de toplaniyoruz ( nilüfer başak part 2 nin kahramanıdır) diyor ki notların nerede? Diyorum notlarım yok.. Delirecek, galiba o gün sevgilisi ile yıl dönümleri falan.. Sürekli bana emin misin diyor. Emin misin sınavın yarın olduğundan? Diyorum evet evet evet..
Not almaya kırtasiyeye gidiyoruz. Aaa başka biriside aynı notu arıyor. Seninde mi yarın sınavın var diyorum. Yooo diyor sınav haftaya salı..
Sinem gözlerini kocaman açıyor ve bana hemen akan bir su, bir paket çekirdek bulun diyor.. İzmit Acısuyun üzerine ki cumhuriyet parkında akan suya karşı çekirdek citleyerek iki saat söyleniyor bana..ahahhaahah bugün bile gülerim o haline. Suya anlatıyor halini, ben demiştim amasını..
Aslında en büyük özelliği analiz edebilmesi Sinem'in. Tanıdığım pek çok boğa gibi..
İster ki, evi düzgün olsun, rüyaları düzgün olsun, işi düzgün olsun, çocukları en düzgün olsun. Hayat bu olamıyor tabi bazen. O zamanlar çok üzülüyor canım arkadaşım..
Henüz bugün banka hesabımı toparlayıp , nazar değdi diye uzaktan okudu beni Sinem..
Çok fonksiyonlu İsveç çakısı gibi her yere yetişmekten kendini unutmanın simgesidir boğa kadını.
Varsa etrafınızda böyle sevdiğiniz bir boğa kadını, güzel bir otelde masaj hediye edin ona:)
Rupa
Kommentare